Bloomberg Intelligence, yeni ekonomi yönetiminden beklenen politikaların bankalar üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi. Raporda, son dönemde TL’nin dolar karşısında yüzde 15’ten fazla değer kaybetmesinin Türk bankalarının sermayesini önemli ölçüde etkileyeceği öngörülüyordu. Döviz kurundaki artışın dört büyük yerli bankanın sermaye yeterlilik rasyosunu 65 baz puan aşağı çekebileceği belirtildi. TL’nin değer kaybetme ihtimalinin arttığına değinildi.
Tahvil faizlerindeki artışın portföylerinde yüksek miktarda devlet tahvili bulunan bankaların 200 milyar liralık zarara yol açabileceği ve bunun da bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun 200 baz puan gerileyerek yüzde 15’e inmesine neden olabileceği tahmin ediliyor.
Bloomberg raporunda bu yıl Türk bankalarının kriz yönetim becerilerinin test edileceği vurgulanırken, 2018 krizine atıfta bulunulurken, bankaların faize dayalı şok terapilere yabancı olmadıkları vurgulandı. Söz konusu dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), siyasi faiz oranını üçe katlayarak yüzde 24’e çıkardı ve TL’deki değer kaybını yüzde 40 ile sınırladı.
Piyasa, faizin bir sonraki toplantıda yüzde 8,5’ten yüzde 20’ye çıkarılmasını ve yıl sonunda politika faizinin yüzde 30’a ulaşmasını bekliyor. Şirket analistlerine göre, piyasa ortodoks politikalara hızlı bir dönüşü tercih etse de, büyüme ve istihdam hükümetin önceliği olmaya devam edebilir.
Bloomberg Economics, 2023 yılsonu için politika faizi beklentisini yüzde 24 olarak revize etti. Bununla birlikte, para politikasındaki sıkılaştırmanın ve enflasyonu kontrol altına almak için ortodoks siyasete dönüşün, güven ve öngörülebilirliğin yeniden tesis edilmesinde kritik değer taşıdığına değinildi.
Genel beklenti faizin yüzde 14-18 civarında olması halinde 2023-2024’te büyümenin yüzde 2,7-3,0 civarında olacağı yönünde.
